Bir Kitap: Uzayın Sırları


Üç kitaptan oluşan bir serinin ilk kitabı: Uzayın Sırları...

Fizikçi bir arkadaşımın (Rasül Demirci) önerisiyle okumaya başladığım kitapta, sürükleyici bir roman okurcasına bir sonraki sayfayı iple çekiyorsunuz. Kitaba başladığınız andan itibaren "Dinsiz bilim kör, bilimsiz din topaldır." gerçeğiyle, Taşkın Tuna'nın muhteşem üslubu eşliğinde iç içe geçmiş bilim gerçeklerinin içine dalıyorsunuz. Uzayı keşfetmiyorsunuz sadece, insanı keşfediyorsunuz... Fizik sarıyor her yanınızı...

Fizik dendiğinde karma karışık, anlamakta güçlük çektiğimiz şeyler gelir gözümüzün önüne. Kitabı okumaya başladığınız da, içeriye nasıl girdiğinizi anlamaksızın bir anda kendinizi fiziğin tam ortasında buluyorsunuz. Taşkın Tuna yalın, anlaşılır ve samimi üslubuyla önceleri karmaşık gelen konuları en anlaşılır haliyle sunuyor okurlara. Fizik, bilim, evren, din ve birçok konunun içine dalıp gidiyorsunuz. Merak o kadar doruğa ulaşıyor ki; bir süre sonra kitabı okumakla yetinmiyor, araştırmaya da başlıyorsunuz.


Kendinizi bir anda evreni keşfederken, atom altı parçacıklarla tanışırken buluyorsunuz.

Bu kitap bir bilim kitabı değil. Bir fizik kitabı da değil. Bir roman ya da dini bir kitap da değil. Ya da bir genel kültür, tarih, araştırma kitabı da değil. Bu kitap hepsinin harmanlanmasıyla ortaya çıkmış bir eserdir. Sadece astronomiye meraklı olanlar değil; insanı tanımak, evreni tanımak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap. Kitabı okuyarak kaybedeceğiniz hiç bir şey yok ama kazanacak çok şey var. En kötü(!) ihtimalle genel kültürünüz gelişiyor.

Dünyamızı aydınlatan, eşsiz kaynağımız güneşin ışıkları dünyaya sekiz dakika da ulaşıyor. Gördüğünüz ışık aslında güneşten sekiz dakika önce çıkan ışık!

Ya da sevdiğinizle birlikte bir teras da olduğunuzu düşünün. Geceyi aydınlatan ay ışığı ve yıldızlar... Hafif bir rüzgar... Ne kadar romantik... Bir yıldız seçiyorsunuz beraber, en parlak olanını, ışığını en çok beğendiğinizi. Bilmiyorsunuz ki baktığınız yıldızın ışığı aslında (misalen) dört buçuk yıl önce o yıldızdan çıkıp size o anda ulaşan ışık. Yani baktığınız anda gördüğünüz yıldızın ışığı, o yıldızın dört buçuk yıl öncesini gösteriyor size. O yıldızın baktığınız anda ki ışığını görebilmek için, aynı yıldıza dört buçuk yıl sonra bakmanız gerekecek!

Ya da düşünün. Kız arkadaşınızı arayıp ona, yıldızlardan Seni Seviyorum mesajını gönderdiğinizi söylediniz. Böyle bir şeyin gerçek olma ihtimali olsaydı; o öpücük ona en erken dört buçuk yıl sonra gidecekti. :) Ne kadar ilginç öyle değil mi?

Bir kuasar yıldızını düşünelim. Dünyamıza yaklaşık 10 milyar ışık yılı uzaklıkta. Bugün o yıldıza baktığınızda onun taa 10 milyar ışık yılı önceki ışığını görüyorsunuz! Dünyanın yaklaşık 4,5 milyar yıllık bir yaşı olduğunu da düşünürseniz. Gördüğünüz ışık daha bizim dünyamız bile ortada yokken yıldızdan yayılmaya başlamıştı.

İşte böyle...

Karadelikler... Anlatması bile güç...

Daha bir çok ilgi çeken, bugüne kadar yanlış ya da eksik öğrendiğimiz konu var kitapta.

Sadece uzaya, evrene vs. ilgi duyanlar değil herkesin sıkılmadan okuyabileceği bir kitap bana göre.




Bu yazıyı
birmilyonkalem.com ve yazarkafe.com
üzerinden okumak için tıklayın.




Labels: