Incendies | İçimdeki Yangın

Biraz Film İzledim | 16
Incendies | İçimdeki Yangın


Neval Mervan ölür. Ölümünün ardında vasiyeti hem patronu hem aile dostu olan noter tarafından ikizlere okunur. Ve hikaye böyle başlar...


" Beni, tabuta koymadan dua etmeden ve çıplak bir şekilde, dünyaya sırtımı çevirmiş, yüzüm toprağa bakar vaziyette defnedin. Ne bir mezar taşı ne de ismimin bir yere yazılmasını istiyorum. Sözünü yerine getirmeyenlerin mezar taşı olmaz. Size vereceğim mektuplar yerine ulaştığı zaman; suskunluğumu bozmuş sözümü tutmuş olacağım…. İşte o zaman mezarıma taş koyup güneşe bakacak şekilde adımı yazabilirsiniz. "


Vasiyet okunduktan sonra ikizler babalarının yaşadığını ve bir de abilerinin olduğunu öğrenirler. Neval Mervan son isteği ikizlerin abisi ve babasını bulmaları ve annelerinin onlara ithafen yazdığı mektupları ulaştırmalarıdır. Bunun üzerine ikizlerden Jeanne, annesinin yaşadığı köye doğru yola çıkar...

" Ölüm asla hikayenin sonu değildir, her zaman bir iz kalır. "

Burada bir aile dramı var. Filmi hissettirdiği bir çok duygudan sadece biri bu.


Bundan sonra anne Neval Mervan yaşadığı drama tanık oluyoruz. Gençliğinde katlanmak zorunda olduğu, yaşadığı bir sürü acı olayı öğreniyoruz. 72 numaralı mahkum'un, Şarkı Söyleyen Kadının hikayesine tanık oluyorsunuz. Bir başka ağır dram ve insanı hayrete düşüren olaylar zinciri bu bölümde geçiyor. Bunlara ilave olarak savaşın nasıl bir şey olduğunu da çarpıcı bir şekilde yüzümüze vuruyor film.

Sonuç olarak 135 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. İki saati aşkın bir süre geçip gidiyor. Mıhlanıp kalıyorsunuz oturduğunuz yere. Biraz üzüntü, belki boğazınızda oluşan bir parça yumru ve dilinizde yok artık ünlemleriyle kendinizi jeneriğe bakarken buluyorsunuz. Ve final, bir çeşit Muhammet Ali aparkatı kadar etkili, belirtmeliyim.

Son zamanlarda izlediğim en iyi, en çarpıcı filmlerden. Senaryo ayrı güzel, görüntü ayrı güzel. Oyunculuklar güzel. İşleniş, gidişat ve final güzel...

" Bir artı bir, bir eder mi? "



Labels: