Bir Kitap: Ağır Roman


Metin Kaçan'ın 90'lı yıllarda yayımlanan eseri Ağır Roman 125 sayfalık (Everest Yayınları) kendisi küçük fakat vermeye çalıştığı, anlattığı, duygusu, heyecanı büyük bir eser. İlk olarak Metis Yayınlarından çıkan kitabın sonraları Can Yayınları, Gendaş Yayınları, Yapı Kredi Yayınları ve Everest Yayınları tarafından da tıpkı basımları yapılmış.

Hikaye, İstanbul'un saklı kalmış ya da bile bile saklı bırakılmış, göz ardı edilmiş, itilmiş, ötekileştirilmiş insanlarının yaşam mücadelesi verdiği, resmi kayıtlarda Tayyare Sokak olarak geçse de onlara göre Kolera olarak anılan bir semti anlatıyor. Bitirimlerin, fahişelerin, hapçıların ve diğerlerinin kelle koltukta yaşamaya çalıştığı bir semt Kolera...

Ağır Roman, Gıli Gıli Salih, Reco, Berber Ali ve İmine'nin oluşturduğu bir çekirdek ailenin hikayesi gibi görünse da olaya dahil olan bir çok karakter var. Gaftici Fethi, Fil Hamit, Tilki Orhan, Tıbı, Reis, Tina, Puma Zehra ve Kolera'da yaşamaya çalışan diğerleri... Fakat tüm bu karakter renkliliğine rağmen ana karakterimiz Gıli Gıli Salih...

Mahallenin harbi kabadayılarından Arap Sado'nun, pusuya düşürülüp Berber Ali'nin mekanının önünde öldürülmesinden sonra Gıli Gıli, Sado'nun çakısını aşırmasının yanı sıra, onun gibi kabadayılığı da soyunacaktır. Sonra aşıkta olan Gıli Gıli Salih'in bu yolda ilerleyişini, yaşadıklarını, başına gelenleri, Gıli Gıli lakabını nasıl aldığını okuyoruz. Tüm bunlar olurken Salih'in çekirdek ailesinin parçalanmasına da tanık oluyoruz.

Her bir satırında hüzün, kan hissedeceğiniz adı gibi ağır bir roman. Elbette bu ağırlığın sebepleri arasında anlatımında kullanılan argonun da altını çizmemiz gerekiyor. Metin Kaçan bu hikayeyi kaleme alırken, Kolera'nın ruhunu gerçeğe uygun yansıtmak için sadece karakterlerini argo konuşturmamış, hikayedeki anlatıcı ses de bu argodan nasibini almış. Bu yüzden his olarak, hissettirdikleri olarak ağır gelen bu roman, okunma durumu bakımından da biraz ağır ilerliyor. O argodan uzak olunca birçok bilmediğiniz kelimeyle karşılaşıyorsunuz ve durup durup kelime öğrenme ihtiyacı içine giriyorsunuz. Mesela mitra, kadın demekmiş bu argoya göre... Bundan dolayı bu argoya hakim olmayan ya da argoyu genel olarak sevmeyen okurun okumakta zorlanacağı şüphesiz bir gerçek. Ama diğer yandan böyle bir hikayenin düzgün bir Türkçe'yle, güzel bir üslupla anlatıyor olmasını da düşünemiyorum. Çok yapay ve samimiyetsiz kalırdı herhalde.

Metin Kaçan'ın birçok kitabı var yayımlanan ve Ağır Roman yayımlanan ilk kitaplarından biri. Heredot Cevdet karakteriyle tanıdığımız Hasan Kaçan'ın kardeşi olan Metin Kaçan, 2013 yılında Boğaz Köprüsünden atlayarak yaşamına son vermişti. Ağır Roman, yazarın yayımlanan ilk kitaplarından biri. Diğerlerinden bazılarıysa şöyle:


- İstedikleri Yere Gidenler
- Fındık Sekiz
- Harman Kaplan
- Adalara Vapur
- Cervantesin Yeğeni

Yazarın tüm bu eserleri arasında en çok ses getireni hiç şüphesiz Ağır Roman oldu. Bunda, hikayenin 97 yılında Mustafa Altıoklar tarafından sinemaya aktarılmasının etkisi yadsınamaz.

Son söz olarak, Ağır Roman'ı tavsiye eder miyim? Ederim. Fakat zor bir kitapla karşı karşıya olduğunuzu bilin derim.

Kitaptan Alıntılar

Kulağınızı dört açın ve beni dinleyin leylekler. Ben ki Profesör Gaftici Fethi olarak Kolera Açıkhava Üniversitesinin Seksoloji Profesörüyüm. Bugün sizlere manitalar hakkında çok önemli bir tüyo vereceğim. Beni dikkatle dinleyin. Efendim, manita “seni seviyorum, evlenelim” ayakları yaparsa önce yüz mumluk ampule yarım metre mesafeden bakın sonra gözlerinizi ampulden ayırıp manitanın gözlerinin içine dikin. Eğer hâla cıvırın gözlerini görüyorsanız onunla hemen evlenin.

Güzelleş be oğlum, şimdilik ölümüne kadar hayattasın..

Reco, Kolera’nın sınırından ayrılmadan kahveci Orso’nun söylediği ”Şu hayattan zevk almadan bir günümün geçtiğini anlarsam o akşam kendimi düşünerek öldürürüm,” deyişini beynine kazıyıp yırtık sokaklardan şehre düştü.

Labels: