F Klavye, On Parmak ve İhsan Yener


Bildiğiniz üzere iki farklı klavye diziliminden sıklıkla bahsedilir. Biri Q klavye, diğeri F klavye… Bugün F klavyenin hikayesinden bahsedeceğim.

Yıl 1947.

Genç bir öğretmen, piyasadaki birbirinden farklı klavye düzenleri var olduğu sürece, müfredata dahil edilen daktilografi eğitimlerinin hiçbir işe yaramayacağını, bu eğitimi alan öğrencilerin, piyasada eğitimini aldığı düzenden çok farklı düzenlerle karşılaştığı için başarısız olduğunu ve bu nedenle de Türkiye’de standart ve milli bir klavye düzeninin kabul edilmesi gerektiğini dile getirmiştir.

O eğitimci İhsan Yener. Bir başka deyişle F klavyenin mucidi. İhsan Yener’den önce de birçok eğitimci milli klavye için mücadele vermiş fakat bu bir şekilde hayata geçmemişti. İhsan Yener girişilen bu mücadele de başarıya ulaşan isim oldu ve nitekim bugün, onu F klavyenin mucidi olarak anıyoruz.

Milli bir klavye çalışmaları başladıktan sonra elbette bir sonuca varmak kolay olmayacaktı. Kullanışlı bir klavye dizilimi için en sık kullanılan kelimelerden oluşan bir istatistik ele alınarak, bu dizilim gerçekleştirilse şüphesiz daha iyi olurdu. O halde A harfi nereye konmalıydı? E, B, C… Bunların hepsi ayrı ayrı, detaylı bir şekilde düşünülmeliydi. Dahası, bu bir ekip işiydi ve ne yazık ki her kafadan bir ses çıkması da olağandı. Birçok öneri, birçok klavye dizilimi ortaya atıldı, düşünüldü, denendi…

Ve sonuç olarak 1955 yılının mart ayında, bugünkü F klavyenin son hali ortaya çıkmış oldu.

Peki Neden F Klavye?

Bilgisayar birçoğumuz için artık ayrılmaz bir parça haline geldi. Elbette tabletler ve akıllı telefonlar bilgisayarlara olan bağlığın kuvvetini biraz azalttılar belki ama hala birçok işi yapabilmek için bilgisayar kullanımı daha elverişli bir halde. Okulda bilgisayarlar, iş yerinde bilgisayarlar, evde bilgisayarlar, bulunduğunuz farklı ortamlarda kullanacağınız bilgisayarlar…

İşte F klavyenin çıkış noktası burada. Sadece milliyetçi düşüncelerle bizimde bir klavyemiz olsun diyerek ortaya atılmış bir şey değil. Bunun yanı sıra klavye hakimiyetini arttırmak ve sürekliliği sağlamak için ortaya çıkmış bir şey bu. Çünkü özellikle F klavyenin ortaya çıktığı o yıllarda, piyasadaki çok farklı klavyeler sebebiyle, hakim olduğunuz kendi klavyenizin başından kalkıp bir başka makineye geçtiğinizde, kalıyordunuz. Kendi klavyenizde belki dakikada yüz vuruş yaparken, bir başka klavye ye geçtiğinizde on parmak yerine iki parmak kullanarak yazmaya çalışıyordunuz. Oysaki standart bir klavyenin yaygınlaşması demek hangi klavyenin başında olursanız olun, hakimiyetinizin devam edeceği anlamına gelir.

On parmak yazmaktan bahsediyorum aslında hakimiyet derken. On parmağınızı kullanarak klavyeye hiç bakmadan, süratle yazabilmekten… Düşünün 10 sayfalık bir metni bilgisayara aktarmanız gerekiyor. İki parmağınızı kullanarak, bir kağıda, bir klavyeye bakmak suretiyle bunu yazmaya çalışmanız örneğin 1 saatinizi alıyor olsun. Aynı metni, klavyeye hiç bakmadan, on parmakla yazarak bilgisayara aktarmanız herhalde 20 dakikada falan yazarsınız. Belki daha az bile olabilir. Çünkü bu metotla dakikada 600-700 hatta daha fazla harf yazabilenler var. Ben yanlış hatırlamıyorsam dakikada 500-600 harf yazabiliyordum.

Evet, benim F klavye maceramdan bahsedecek olursam, herhalde 2010 da falandı, ilk yarışlara katılışım. Türkiye ve Dünya yarışlarından çok önemsenecek kadar olmasa da ufak tefek derecelere girmiştim. Liseden sonra bu yarışlara hiç katılmadım fakat hala F klavye kullanarak yazıyorum. Daha doğrusu kendi klavyem Q düzeninde. Çünkü kullanmak istediğim klavye mause setinin F klavye versiyonu yoktu. Fakat işletim sistemi üzerinden Q klavyeyi F klavyeye çevirebiliyorsunuz. Ve zaten on parmak yazarken klavyeye bakmadığınız için klavyenin üzerinden hangi harfin nerede olduğu pek önemli olmuyor.

F klavyenin hikayesine çok kısaca değindim ben ve bu bilgiyi interstenoturk.org adresinden edindim. Daha detaylı hikayeyi, F klavye hakkında daha fazla bilgiyi ve F klavyenin mucidi İhsan Yener hakkında daha fazla bilgiyi bu siteden edinebilirsiniz.

İhsan Yener, 2 Eylül 2016 günü 91 yaşında vefat etti. Kendisini saygı ve rahmetle anıyorum.

Çok uzun zamandı klavye hızımı test etmemiştim. Bu video vesilesiyle bende bir deneme yapayım. Bakalım sonuç ne olacak… 


Labels: ,