Başlangıç - Dan Brown | Bu Kitap Okunur



Sembollere hükmeden, çözülmedik şifre bırakmayan, okurunun gönlünde taht kuran bir profesörün hikayesi…

Bu hafta Bu Kitap Okunur dediğimiz kitap: Başlangıç…

Bir Robert Langdon macerasına yeniden konuk olabilmek hiç şüphesiz muazzam bir deneyimdi. Aslında bu macera Edmond’ın macerası sayılır. Fütürist bir dahi, bilim adamı olan ve aynı zamanda kahramanımız Robert Langdon’ın eski bir öğrencisi ve arkadaşı olan Edmond.

Edmond’un son bilimsel keşfi hikayenin çıkış noktası olmakla beraber Edmond’ın da sonunu getiriyor. Kahramanımız genel olarak bilim ve dinin karşıt kutuplarda olduğu bir konu olan yaratılış meselesiyle ilgili olarak ispatladığı bir teoriyi tüm dünyaya duyurmak için büyük çaplı bir sunum düzenler. Aynı zamanda online olarak canlı yayınlanacak bu sunumun izleyici sayısı milyonlara ulaşır. Edmond’ın iddiasına göre bu keşif tüm dinleri ortadan kaldıracak kadar çarpıcı bir keşiftir. Sunum başlar. Tüm dünya büyük bir dikkatle keşfin açıklanmasını beklerken, Edmond sunum esnasında gerçekleşen bir suikast girişimi neticesinde öldürülür. Öldürülür ki esas kahramanımız olan Robert Langdon’a da ekmek çıksın. Konuya dahil olsun.

Edmond açıklayamadığı bu keşfe ulaşmadan önce iki soruyla yola çıkmıştı: Nereden geldik?, Nereye gidiyoruz? Zaten keşfi neticesinde bu sorulara cevap bulduğunu iddia ediyordu.

Fakat Edmond öldükten sonra bu iki soruya başka sorular da dahil olarak hikayenin ilerleyişi sağlanıyor. Bu bilim adamını kim öldürdü? Kilise bu işin içinde mi? Bu büyük buluş gerçekten dinleri ortadan kaldıracak kadar çarpıcı mı? Gerçekten nereden geldiğimiz ya da nereye gittiğimiz soruları cevaplanmış olabilir mi?

Ortaya çıkan bu yeni soruları çözmek üzere Simge Bilim Profesörü, baş kahramanımız Robert Langdon gerçeği ortaya çıkartmak ve arkadaşının emeklerinin boşa gitmemesi, uğruna hayatını yitirdiği bu keşfi dünyaya duyurmak için çabalamaya başlar.

Genel olarak Dan Brown’ın kaleminden çıkmış bir kitabı beğenmeyeceğimizi sanmıyorum. Elbette beğendik fakat eleştireceğimiz yanlarda yok değildi.

Örneğin, Robert Langdon maceralarının en önemli özelliği semboller, şifreler, o çözülmek için çaba harcanan bulmacalardır. Bu kitapta bu öğeler biraz daha az yer alıyor bize göre ve bu da işin albenisini kaçırıyor. Evet, ulaşılmaya çalışılan bir şifre var. Ve bu şifrenin aranması ve bulunması kısmı güzelce ve hatta biraz da uzatılarak işlenmiş ama hepsi bu. Yani Da Vinci Şifresi ya da Melekler ve Şeytanlar da olduğu gibi sembollerden sembollere, şifrelerden şifrelere koşan bir Robert Langdon göremedik biz. Bu yüzden bu kitabın baş kahramanı Robert Langdon yerine tıpkı Dijital Kale ve İhanet Noktası kitaplarında olduğu gibi yeni karakterler de olabilirmiş diye düşünmeden edemedik.

Ayrıca kitabın sonunda İspanya Kralı hakkındaki iddia, genel olarak hikayeyle çok alakalı olmayan, gidişatla alakalı olmayan bir detaydı ve bizce gereksizdi. Kitap boyunca ölüm döşeğinde yatan bir Kralın, ansızın ayaklanması ve bizce oldukça gereksiz, kitaptan bağımsız bir sırrını açıklaması ve sonra ölmesi, sırf bu detayı araya sıkıştırmak için zoraki olarak yazılmış hissi uyandırdı. Gereksiz bulduk.

Ama ne kadar birkaç nokta için küçük eleştiriler bıraksak da, klasik bir Dan Brown romanı sonuçta. Beğenmemek elde değil. Oldukça sürükleyici, güzel bir kurgu var. Ve her zaman olduğu gibi yine bir şekilde ters köşe yapıyor okurunu.

Ayrıca Dan Brown genel olarak romanlarında bir kurumu hedef alır. Kilise, İllimünati, Masonlar, Nasa gibi… Bu kitabındaysa tek bir kurumu değil tüm din kurumlarını hedef alıyor. Söz konusu bu buluşun tüm dinleri ortadan kaldıracağını iddia ediyor. Direkt olarak Tanrı var mı? Yok mu? sorusuna dokunarak çok bıçak sırtında bir hikaye kaleme alıyor. Bu anlamda şimdiye kadar yazdığı en cesur kitap bu olabilir. Neticede bir kurgu bu ve biz genel olarak bu kurguyu beğendik.

O yüzden bu kitap okunur diyor ve tavsiye ediyoruz.

Labels: ,