Sizinle Bir Ortak Kabahatimiz Var



Sizinle bir ortak kabahatimiz var. Büyümek gibi…

En büyük kabahati, bir an önce büyüme düşleri kurarak işledik biz. Keşke bir ebeveyn figürü azarlasaydı bizi, cezalandırsaydı. Bunu yapsaydı da işlemeseydik bu kabahati.

Bu durum, sonuçları berbat bir eylemin gerçekleşmesine gönüllü katılımdan başka bir şey değil. Bir tecavüz söz konusuysa ve sessiz kalıyorsanız, akabinde şikayet etme ihtimalinizi de gönüllü olarak yitirirsiniz.

Oysa karşı dursaydık buna. Yani istemeseydik. Bu kadar elzem bir şeymiş gibi düşlerini kurmasaydık büyümenin. Çocuk kalsaydık… Bu dünyevi canavarın pisliğine bulanmasaydık.

Akşama kadar bilyelerimizle oynasaydık, uçurtma uçursaydık, kahkahalar atsaydık saçma sapan şeyler için, korkmadan, çekinmeden, hiçbir şeyi umursamadan.

Umursamamak lüksünü yitirmeseydik. Keşke…

Şimdi büyüdük. Her gün daha da zorlaşan, düşüncelerimizi mental nasırların sardığı bir yanılsamanın ortasında, ellerimizden hızla ve inatla kayan bir hayatın endişesini yaşıyoruz.

Oysa çocuk kalabilseydik. Yaşıyor olmanın zorunlu kıldığı ve herkesin karşılamak konusunda eşit şansa sahip olmadığı ihtiyaçlar için içimiz içimizi yemezdi. Çocukken işler kolay tabi…

Acıkırsınız, ağlarsınız. Canınız çeker ağlarsınız. Ne istiyorsanız, ne yapmak istiyorsanız, sadece ağlarsınız. Siz sadece ağlarsınız ve her şey önünüze serilir. Ne annelerin göz yaşlarına, ne babaların yaşam telaşlarına tanık olmazsınız, eğer çocuksanız.

Yaşıyor olmanın o korkunç çığlıkları kulaklarınızda çınlamaz, olur olmadık zamanlarda. Karanlık hiçbir zaman içinize çökmez sizin. Eğer çocuksanız.

Sizinle bir ortak kabahatimiz var bizim. Büyümek gibi…

Büyümek yitirmek demek bir anlamda… Zamanı yitirmek. İnsanı yitirmek. Gülüşleri olduğu kadar hüznü de yitirmek… Bugün bir hiçiz. Yarın ne olacağımız belli değil. Bizi biz yapan her şeyi yitirdik. Geriye dönüp dönüp bakıyor, bizi biz yapan ama yitirilen her şeyi geçmiş yaftalıyoruz.

Sizinle bir ortak kabahatimiz var. Büyümek gibi…

Büyümek gidenler biriktirmek demek bir anlamda. Geçen her zamanla biz biraz daha büyürken, onlar gidiyorlar. Her an bir yenisi daha ekleniyor gidenlere… Gidenler biriktiriyoruz. Gidenler…

Çocukluğumuzun abileri, çocukluğumuz ablaları, çocukluğumuz hocaları… Çocukluğumuzda bize bir şeyler katan, şu tatsız tutsuz yaşama telaşlarına anlık tatlar katan insanlar gidiyorlar.

Önce biri gidiyor. Sonra diğeri. Birbiri ardına, sırayla gidiyorlar onlar da biz yine de devam ediyoruz aynı kabahati işlemeye… Büyümek gibi…

Elbette sonu var bununda. Bugün gidenler gibi, yarın bizde giden tarafta olunca, biticek…

Şimdilik onlar gidiyorlar. Her gün bir yenisi daha gidiyor.

Valhasıl, en büyük kabahati, bir an önce büyüme düşleri kurarak işledim ben. Sizde öyle? Aslında hepimiz, biraz…

Sizinle bir ortak kabahatimiz var bizim. Büyümek gibi…


Labels: